Bedri Rahmi; En Farklı Yönleri, En Farklı Anlatımıyla.Merhaba Ankaralı sanatseverler!
Bu yazımızda sizlere daha önce de paylaştığımız CerModern'de 20 Ağustos'a kadar Ankaralı sanatseverleri bekleyen Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun duygu yüklü bir o kadar da derinden etkileyen sergisini bütün detayları ile aktarmaya çalışacağız. Öncelikle şunu belirtmeden geçemeyeceğiz; sizlere bu bilgi birikimini aktarmak için çok çaba sarf ettik ama kesinlikle sonuna kadar değdi. Ankara'da sanata gönül veren öğrenciler olarak; bu süreç bize çok güzel deneyimler kazandırdı, bir kez daha başkentin sanat açısından ne kadar verimli olduğunun farkına vardık, öyle ki bu deneyimleri de siz okurlarımıza aktarmaktan oldukça keyif aldık. Emin olduğumuz bir şey var ki o da; bu yazımızın sonunda sizlerde bizimle aynı şeyleri hissedeceksiniz. Haydi! hazır isek başlayalım.. Bir önceki postumuzda sizlerle Bedri Rahmi'nin Retrospektif Sergisi ile ilgili bilgileri paylaşmıştık ve bir çok tavsiye vermiştik. Bu yazımızda ise bu serginin görünmeyen kahramanlarına ışık tutmak istedik. Kuşkusuz ki bu projenin asıl önem arz edeni projenin arkasında Galip Emre Dance Company imzası olması. Kareografiler, dans gösterileri ve şiirsel anlatım eşliğinde anlatılan Bedri Rahmi daha bir tutkulu daha bir etkileyici hâle geldi, belki sade bir sergi anlatımı bu kadar işleyemezdi içimize. Hepimiz biliyoruz ki; Galip Emre'nin altına imza attığı projeler takip edilmeye değer, biz ise böyle bir etkinliğe katıldığımız ve sizlere aktarmaya çalıştığımız için çok mutluyuz. Gerek dans gösterileri olsun gerek tiyatro tadı veren şiir dolu anlatımlar olsun bizi derinden etkiledi ve serginin içine çekmeyi başardı, sergi daha farklı bir anlam kazandı sanki bizim için. Bu araştırmamızda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Merhaba Sanatseverler, Bu hafta Ankara'da dinleyebileceğiniz ve eğitimini alabileceğiniz bir özel koro olan Türkiye Çok Sesli Korolar Derneği'ni sizlerle paylaşacağız. Ankara'da 1989'da kurulmuş olan bu dernek bünyesindeki çeşitli korolarda 6 yaşından başlayarak yetişkinlere kadar farklı yaş aralıklarında ve sadece Türkiye'den değil dünyanın dört bir yanından farklı kültürlerden insanları barındırıyor. Bünyesindeki tüm korist ve şeflerin gönüllü çalıştığı, kurulduklarından bu yana gerçekleştirdikleri ve katıldıkları organizasyonlarla toplumumuza pek çok faydası dokunmuş olan Türkiye Polifonik Korolar Derneği’ni biraz daha yakından tanıyalım. Ancak önce polifonik müzik ne demektir, onu inceleyelim. Farklı Seslerin Harmonisi: Çok Sesli (Polifonik) Müzik Polifonik müzik nedir diye soracak olursak, en basit haliyle müzikte bir parçanın birbirinden bağımsız, farklı seslerin bir araya gelerek seslendirilmesi denilebilir. Polifonik müzik türü koro müziği için uygun olup, ses çeşitleri korodan koroya farklılık göstermektedir. Türkiye’de polifonik müzik türü 1989 yılında Türkiye Polifonik Korolar Derneği’nin kurulmasıyla yaygınlaşmış olup 2000’li yıllara doğru dinleyici kitlesini arttırmıştır. Türkiye Polifonik Korolar Derneği'ni kurucusu Mustafa Apaydın'ın anlatımıyla tanıyalım Türkiye Polifonik Korolar Derneği, 1989 yılında kurulmuş olup bir sivil toplum örgütü olarak günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Her yaştan, her kesimden insana hitap eden bu dernek gönüllülük esasına dayanarak insanları koro müziği alanında eğitmeyi, ve verdikleri konserlerle ülkemizde koro müziğine olan ilginin artmasını hedeflemektedir. Kendi cümleleriyle amaçlarını şu şekilde belirtmişlerdir: “Ulusal müzik kültürümüzün evrensel boyut kazanmasında Polifonik Koro Müziğinin öneminin bilinci içinde, bu müzik türünün toplumumuzda da yaygınlaştırılarak Türk Koro Müziğinin evrensel müzik dünyasında yerini alabilmesine katkıda bulunmak derneğimizin temel amacıdır”.[1] Türkiye Polifonik Korolar Derneği, Türkiye’de polifonik koro alanındaki ilk dernek olup kurulduklarından bu yana en önemlisi Türkiye Korolar Şenliği olan birçok ilki gerçekleştirmişlerdir. Çok fazla emek sonucunda, yoktan var edilen bu dernek sadece yurt içinde değil, yurt dışında yapılan müzik organizasyonlarında da günümüzde koro müziği alanında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmekte ve birçok ödüle layık görülmektedir.[2] Her Yaştan Sesleri Duyabilirsiniz Herkesin katılabileceği, her yaştan seslerin duyulabildiği bu dernekte 8 tane koro yer almaktadır. Minikler Korosu : Çok küçük yaşlardaki çocukları koro müziğiyle tanıştırmak ve onlara koro müziğini sevdirmek amacıyla kurulan Minikler Korosu. Çocuk Hazırlık Korosu : Minikler Korosu’nun bir devamı sayılan Çocuk Hazırlık Korosu. Çocuk Korosu : Çocuk Hazırlık Korosundan yetişen çocuklar için Çocuk Korosu. Gençlik Korosu : Yaş aralığı 16-25 arasındaki gençler için Gençlik Korosu. Büyükler Korosu : Yetişkinlere hitap eden Büyükler Korosu. Kızlar Korosu : Tamamı kız koristlerden oluşan Kızlar Korosu. Rengım Vokal Topluluğu ve Dernek Korosu : Rengim Vokal Topluluğu ve dernek bünyesindeki şeflerin oluşturduğu Dernek Korosu. Türkiye Korolar Şenliği'nin Hikayesi ve Amacı Her yıl düzenlemiş oldukları Türkiye Korolar Şenliğin amacı Türkiye’deki koroların birbirini tanıması ve varlıklarını tüm Türkiye’ye duyurabilmesidir. Bu etkinlik ile her geçen yıl daha fazla insanın koro müziğiyle tanışması ve insanların korolarda aktif olarak yer alması hedeflenmektedir. Türkiye’nin birçok yerinden katılan korolar çalışmalarını bu etkinlik ile diğer korolarla ve koro müziğine ilgi duyan insanlarla paylaşabilmektedirler. Türkiye Polifonik Korolar Derneği, bu etkinliğin Türkiye’de koro müziğini geliştirdiğine inanmaktadır. İlki 1996 yılında gerçekleştirilmiş. Hem devlet koroları hem de özel korolar ilk defa bu etkinlikle bir araya gelmiştir ve birbirlerini tanıma fırsatı bulmuşlardır. Şenliklere çeşitli gençlik koroları da katılmıştır. Boğaziçi Caz Korosu, Boğaziçi Gençlik Korosu, Türkiye Polifonik Korolar Derneği Gençlik Korosu gibi korolar, 20. Korolar Şenliği’ne katılan önemli gençlik korolarındandır. Nilüfer Tatman tarafından yönetilen, 1992 yılında kurulan Türkiye Polifonik Korolar Derneği Gençlik Korosu, Türkiye Korolar Şenliği’ne her yıl katılmış, çeşitli ödüller almıştır. Yirmi yıl önce koroların sayısı yirmiyi geçmezken bu sayı günümüzde beş yüze ulaşmıştır. Dernek Kurucusu Mustafa Apaydın, bu artıştan ne kadar gururlu ve mutlu olsa da sayının hala yeterli olmadığına inanmakta ve örneğin Almanya’da bu sayının altmış iki bin civarında olduğunu belirtmekte ve Türkiye’de de bu sayının en az elli bin civarında olması gerektiğini savunmaktadır. Türkiye Polifonik Korolar Derneği’nin Şarkı Seçimi Türkiye Polifonik Korolar Derneği verdikleri konserlerle pek çok yerli ve yabancı olmak üzere değişik türlerde şarkılar seslendirmişlerdir. Toplumsal olaylara karşı tutumlarını dile getirmek ve duygularını yansıtmak amacıyla zaman zaman şarkı seçimlerine ayrıca önem vermiş ve olaylar karşısındaki duyarlılıklarını söyledikleri şarkılarla belirtmişlerdir. 2014 senesinde düzenlenen Korolar Şenliği’nde dernek bünyesindeki gençlik korosu Soma’da gerçekleşen üzücü olaya tepkisini ve üzüntüsünü dile getirmek amacıyla Ruslara ait olan ve Volga Nehri’nin kıyısında çalışan işçileri ve zorluklar karşısındaki durumlarını anlatan “Ey, Ukhnem!” şarkısını seslendirmiştir. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete olan bağlılıklarını ve saygılarını dile getirmek için repertuarlarında marşlara da yer vermekte ve ülke bütünlüğü ve birliği ile ilgili şarkıları da seslendirmektedirler. Çocuk korosunun söylediği şarkılara “Atamız”, “Sevgi Her Şeydir” ve “Türkiye Destanı” örnek olarak verilebilmektedir.[3] Bu şarkılar, derneğin Atatürk’e olan saygısını ve cumhuriyete olan bağlılığını açık bir şekilde dile getirmektedir. Bu parçaların, özellikle çocuk korosu tarafından seslendirilmesi Türkiye Polifonik Korolar Derneği’nin, cumhuriyet bilincinin çocuk yaşta edinilmesi gereken bir şey olduğunu ve Atatürk’ün umut beslediği Türk gençliğinin yine Atatürk’ün açtığı yolda ilerlemesi gerektiğine inandığının önemli bir göstergesidir. Kurucu Mustafa Apaydın'dan Mesaj Var!
Böylece Türkiye Polifonik Korolar Derneğini sizlerle paylaşmış olduk. Yaz tatili biter bitmez derslerine ve konserlerine başlayacak olan bu derneğe gönülden teşekkür ediyoruz. Türk Sanatının ilerlemesini siz de onlarla birlikte destekleyebilirsiniz. Kurucusu ve dernek başkanı olan Mustafa Apaydın, " Burada şu ankinden daha çok gençler ve çocuklar eğitim almalı, her koroda şarkı söyleyen birey, Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine çıkartmaya yardım edecektir." Adres: İlkyerleşim Mahallesi, 1901. Cd. No:100, 06370 Yenimahalle/Ankara Telefon: (0312) 255 67 51 Merhaba Ankaralı sanatsaverler, Bu hafta yeni bir etkinlikle karşınızdayız. Konumuz bir şair, bir yazar ve bir ressam olan Bedri Rahmi Eyüboğlu. Usta sanatçının, sanat hayatını konu alan bu sergiyi Cermodern'de ziyaret ettik. 30 Temmuz'a kadar ziyaretçilere açık olan serginin en önemli özelliği ise bugüne kadar yapılmış olan en kapsamlı retrospektif sergi olması. Bir diğer önemli nokta ise daha önce hiçbir yerde görülmemiş eserlerin ilk defa bu sergide biz sanatseverlerle buluşması. Serginin sadece resimlerden ibaret olduğunu düşünüp gitmekten vazgeçenlere de müjde; bu sergide ayrıca Bedri Rahmi'nin şiirleri, mektupları, fotoğrafları ve özel eşyaları da yer alıyor. Sergi, Ankara'da kültürel bir etkinlik arayanlar için kaçırılmayacak bir fırsat. Hazırsanız başlayalım :) Bedri Rahmi Eyüpoğlu Retrospektif Sergisi, Ankara'da son zamanlarda izlediğimiz en keyif verici etkinlikti. Önceki deneyimlerimizden yola çıkarak serginin sadece resimlerden oluşacağını düşünüyor bu yüzden de biraz endişeleniyorduk. Daha önce Bedri Rahmi'ye dair pek fikrimiz yoktu. Ancak Galip Emre Dance Company'nin hazırladığı gösteri ile bu sergi adeta görsel bir şölen haline geldi. Dansın, şiirin, müziğin ve resmin iç içe olduğu unutulmaz bir 45 dakika geçirdik. Sesli ve görsel anlatımlar sayesinde Bedri Rahmi'ye dair daha önce hiç bilmediğimiz birçok yeni bilgi edindik. Sanatçının şiirlerini hem dinlerken hem de okuyabiliyorduk ilk sergiye girdiğimizde. Şiirlerinin yazılma hikayelerini de öğrenirken çizdiği eserler daha anlamlı oluyordu. İngilizceye çevrilmiş şiirleri ise turistlerin de Bedri Rahmi'yi anlamasını kolaylarştırmış. Yaptığı, çizdiği her detayın anlam yüklü olması biz sanatseverleri çok etkiliyor. Bu retrospektif serginin anlatımı ile resimlerine anlam vermek kolaylaşıyor. Dünya'yı kendi gözünden resmettiği tabloları özgünlüğü ile bizi büyülüyor. Bedri Rahmi Eyüboğlu diğer ülkelerin sanatlarını incelemeyi çok severken kendi eserlerinde anadolunun izlerini belirgin bir şekilde yansıtıyor. Sahibi olduğu kültürü bir çok tablosunda görebilirsiniz. Onun eserlerindeki renklilik, canlılık, somutluk ve coşku en çok göze çarpan öğelerken, onun şiire dokunduğu gibi kimse dokunamamıştı belki de. Bu nedenle gözümüze çarpan bu değerli mektupları görünce hemen sizinle paylaşmak istedik, şiirlerinde kullandığı o süslü,çarpıcı dili belkide mektuplarından esinlenmiştir Bedri Rahmi kim bilir.. Heyecan, bir o kadarda coşku dolu retrospektif sergisi sona ererken sergi alanımızdan çıkmadan Bedri Rahmi'ye güle güle demeyi unutmayın dedi konuşmacı.. ve bizde Türk edebiyatımıza böyle güzel değerler katan o güzel adamı uğurlamadan gitmedik.. sizde küçük bir tebessümle selamlamayı sakın unutmayın.
Merhaba Ankaralı Sanatseverler! Yaz sezonunun başlamasıyla Ankara'daki sanatsal etkinliklerin azaldığı mâlum. Biz de böyle bir dönemde Bilkent Kompozisyon Akademisi'nin kapanış konseri olan "Hezarfen Ensemble" konserini kaçırmak istemedik. 22 Haziran 2017 tarihinde Bilkent Konser Salonu'nda gerçekleşen etkinlikte akademi kapsamında kabul edilen eserleri dinledik. BİLKENT KOMPOSİZYON AKADEMİSİ Bilkent Kompozisyon Akademisi, genç sanatçıların kendi bestelerini sundukları uluslararası bir eğitim ve atölye çalışması. Bu sene 18-22 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlik, katılımcılara aynı zamanda günümüzün önde gelen bestecilerinden Mark Andre ile özel dersler yapma ve Hezarfen Topluluğu ile yoğun çalışma olanağı sağlıyor. Etkinlik programında, Hezarfen Topluluğu tarafından düzenlenen seminer, panel, ustalık sınıfları, atölyeler ve özel dersler de bulunuyor. Dört gün süren bu programa tüm yaş ve uyruktan besteciler katılabiliyor. Bilkent Kompozisyon Akademisi'nin içeriğinden bahsedecek olursak; – Konserler, ustalık sınıfları ve atölyeler, seminerler ve paneller dahil olmak üzere tüm etkinliklere katılım. –Mark Andre ve akademinin eğitim kadrosu ile özel dersler –Seçilen eserin Hezarfen Topluluğu tarafından Akademinin kapanış konserinde dinletiye sunulması –Hezarfen Topluluğu ile seçilen eserlerin provaları ve ses, görüntü kayıtları Hezarfen Ensemble Hezarfen Ensemble 2010 yılında kurulmasının ardından Türkiye’nin Çağdaş Müzik dünyasında büyük bir etki yarattı. Bir yandan dünyadan pek çok önemli eserin Türkiye prömiyerlerini seslendirmiş, diğer yandan da Türk çağdaş müziği eserlerinin hem Türkiye hem de Avrupa’da tanıtılmasını sağlıyor. Hezarfen aralarında MärzMusik, Rotterdam Operadagen, Klangzeit Festival Münster, Istanbul Müzik Festivalinin bulunduğu Avrupa’nın önemli festivallerinde yer aldı. Elveda BSO 2017; British Council ve Hezarfen Ensemble, Bilkent Komposizyon Akademi'sine katıldı ve sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Hezarfen Ensemble uluslararası düzeyde tanınan, çağdaş performans ve çağdaş müziğin gelişmesi ve yeni nesillere aktarılması için kendini adamış bir yeni müzik topluluğu. Bilkent Konser Salonunda izlediğimiz konserde, Shakespeare, Can Yücel ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi dünya ve Türk edebiyatı için önemli isimlerden esinlenerek besteledikleri yeni eserleri çaldılar. Aynı zamanda programda 21. Yüzyıl Besteciliğinde Edebiyat Esini başlıklı bir panel ve Bilkent Müzik ve Bale İlköğretim Okulu öğrencileri için eğitim programı yer alıyor.
Bu Şehirde Sanat Var! Ankara'nın 4 Alternatif SahnesiMerhaba Ankaralı Sanatseverler, Bu şehirde sanat var! diyerek çıktığımız yolda, ilk postumuzla karşınızdayız. Ankara, devlet tiyatroları açısından oldukça köklü ve verimli bir şehir olsa da konu alternatif sahneler olunca özellikle araştırmak gerekiyor. Bu sebepten Devlet ve Şehir Tiyatroları'nın yanında, Ankara'da gidebileceğiniz 4 alternatif sahneyi sizler için listeledik. Kıyafet zorunluluğu olmadan, oldukça düşük bütçeyle, bir şeyler yiyip içerek de birbirinden güzel oyunlar izleyebilirsiniz. Amacımız; çok da bilindik olmayan bu sahneleri sizlere tanıtırken aynı zamanda şehirdeki alternatif kültür sanat etkinliklerini Ankaralı sanatseverlerle buluşturmak. Siz de listemizde yer alan Bambu Kültür Evi'nin terasında gazoz ve mısır eşliğinde güzel bir film izleyebilir, Farabi Sahnesi'nde tatlınızı yerken doğaçlama gecelerine katılabilir, Tiyatro Kafe'de elinizde bir kadeh şarapla sahnede oturabilir ya da Ruhi Bey Sahnesi'nde rakınızı yudumlarken aynı zamanda eşsiz bir oyun seyredebilirsiniz. Hadi bu 4 alternatif sahneyi daha yakından tanıyalım. 1-ANKARAYI TERASTAN SEYREDİYORUZ- BAMBU KÜLTÜR EVİ İzmir 2'deki PTT'nin çaprazında kalıyor Bambu Kültür Evi. Beş kat çıkarken soluk soluğa kalsak da terasın eşsiz manzarası tüm yorgunluğumuza değiyor. Daha kapıdan girer girmez ortamın sıcaklığı ısıtıyor içimizi. Kendisi de tiyatrocu olan Ozan Demircioğlu, bizi yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle karşılıyor. Önceleri çıkardıkları dergi ile seslerini duyurmayan çalışan Ozan Bey ve ekibi, 2014 yılında ''Ankara'da sanata evet!'' diyerek bir apartman dairesinin teras katında yoluna devam etme kararı almış. Yaz döneminde, çeşitli sanatçılar eşliğinde, terasta canlı müzik, şiir dinletileri ve açık hava film gösterimleri yapıyorlar. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku ve Neşeli Günler oldukça ilgi gördüğü için birden fazla gösterimini yaptıkları filmlerden birkaçı. Kışın ise terasın yerini şömine ateşi eşliğinde edebiyat geceleri, dans atölyeleri ve kitap söyleşileri alıyor. Yaz dönemi etkinlik takvimlerini merak edenleri şöyle alalım. Bu arada ilgilenenlere duyurulur; Bambu'nun tiyatro ve kültür sanat dergisi her iki ayda bir anlaşmalı kitap evleri ve kafelerde yayımlanmaya devam ediyor.
2-DOĞAÇLAMA GECELERİ KAÇMAZ- FARABİ SAHNESİ Güvenpark'tan 413 numaralı otobüse binip Farabi sokak durağında inerek çok kısa bir sürede ulaşıyoruz sıradaki mekânımıza. Kapıda eşi ile beraber Bertan Bey karşılıyor bizi. Kendisi müzisyen ama 2014 yılında böyle bir tiyatro sahnesine kendi tabiriyle ''denk gelince'' kaçırmak istemiyor. Onlarca oyun sahneleniyor her sene Farabi'de. Tiyatronun yanında küçük bir kafesi de var bu şirin sahnenin. Gelmişken mutlaka mozaik pastasını da deneyin. Not: İlgilenenler için, 30 Temmuz 2017'de saat 18:00'da ODTÜ'lü bir grup olan Heveskâr Tiyatro, Bir Delinin Hatıra Defteri'ni sahneleyecek.
3-BİR KADEH ŞARAPLA- TİYATRO KAFE Farabi'den aşağıya doğru bırakıyoruz kendimizi. Tunalı Hilmi Caddesi'ne yürüme mesafesindeki ikinci durağımız Tiyatro Cafe, bir apartmanın üçüncü katında asansörle çıkılan bir dairede yer alıyor. Kapıyı iki tanıdık yüz açıyor. Begüm Topçu ve Cantuğ Turay. Bu iki oyuncunun yüzü bize özellikle TV dizilerinden tanıdık olsa da ikisi de Hacettepe Üniversitesi tiyatro bölümü mezunu birer tiyatro aşığı. İnsanlara hem tiyatroyu sevdirmek hem de farklı bir konsept sunmak için açmışlar bu mekânı. Bir apartman dairesinde hem kafe hem de tiyatro salonu olarak yıl boyunca hizmet veren mekanda her sezon en az iki oyun sergileniyor. Doğaçlama gösteriler de oluyor Tiyatro Kafe'de. Apartmanın salonu sahne olarak kullanılırken, kafe masalarından oyun izlemek de tiyatroseverlere özgün bir tiyatro deneyimi yaşatıyor. Gittiğiniz her an elinizde bir kadeh şarapla kendinizi sahnede bulabilirsiniz bizden söylemesi. Not: Bu arada sanatla daha yakından ilgilenmek isteyenler için oyunculuk kursları verdikleri Ritüel Sanat Merkezi'ni kurmuşlar.
4- EN GÜZEL KOALİSYON- RUHİ BEY SAHNESİ Eski Ankara'nın en gözde sokaklarından Arjantin'e konuşlanmış Ruhi Bey. Hem meyhane hem bar hem de sahne olarak kullanıldığını söylüyor kendisi de tiyatrocu olan Özge Hanım ve ekliyor sözlerine; ''Her şey bir İnrock konseri çıkışı yaşanan enteresan bir karşılaşmayla başladı''. Geçen sezon Düğümlere Üfleyen Kadınlar'ı sahnelemişler Ruhi Bey Sahnesi'nde. Başta konsept biraz enteresan gelse de zaman ilerledikçe rakıyla tiyatronun koalisyonunu oldukça beğeniyoruz.
BONUS: SAHNE 367 Önümüzdeki sezon kapılarını seyirciye açmaya hazırlanan Sahne 367 ile veda ediyoruz size. Kendi deyimleriyle ''Anlatılacak çok hikâye, az zaman var.'' diyerek yola çıkan farklı karakterlere ve özelliklere sahip bir ekibin göz bebeği bu sahne. Çoğu üniversite dersliklerinden arkadaşımız. Yüzlerindeki mutluluğu, kalplerindeki inancı gördükçe dostlarımız için daha da heyecanlanıyoruz. 2 çocuk 3 yetişkin oyunu ve çocuk atölyeleriyle sezona merhaba demek isteyen Sahne 367 ekibine, bol şans diliyoruz. Ankara sahnelerinden herkese merhaba!
Ankara'da yaşayan sanatseverler olarak; Ankara'da sanatın içerisine girebileceğimiz,sanat tutkumuzu devam ettirebileceğimiz blogumuza hepiniz hoşgeldiniz. Ankara'da okumakta olan üç öğrenci olarak; Ankara'nın kültür ve sanat etkinliklerine karşı duyduğumuz ilgi bizi bu blogu yazmaya teşvik etti. Küçüklüğümüzden beri sanatın içinde olmak isteyip sahneye çıkamasak da sahneden bir türlü kopamadık. Umur'un müzik aleti çalma tutkusu, Bensu'nun şarkı söyleme arzusu, Yusuf'un ise tiyatroya olan aşkı bizi bu sahnede buluşturdu. Bu blogumuzda inceleyeceğimiz Bilkent Senfoni Orkestrası konserleri, Türkiye çok sesli korolar derneği etkinlikleri, Ankara'daki özel tiyatro sahneleri hakkında bir çok bilgiyi sizlere aktarmaya çalışacağız. Tiyatro,senfoni orkestrası ve koronun birlikte olmasının sebebi ise ülkemizde sanatın sadece tek yönlü olmadığını gösterme amacımız. Tiyatro severlerinin aynı zamanda koroya ve orkestraya da ilgi duyabileceğini düşünüyoruz.Ankara'ya sanat katan bu eşsiz etkinlikler; başkentte yaşayan her yaştan sanatseverin tatmak isteyeceği bir tecrübe olabilir. |
Arşivler
Ağustos 2017
Kategoriler |